Arılar bitki anterlerinden polen toplayarak tükürük bezlerinden veya nektardan bir salgı karıştırıp arka bacaklarındaki tibia üzerinde bulunan belirli sepetlere yerleştirirler.
Polen toplandıktan sonra kovane getirilip petek hücrelerine yerleştirilir ardından toplanıp peteğe yerleştirilen bu polenlerin üstü ince bir bal ve balmumu yüzeyi ile örtülür ve arı ekmeği oluşur.
Arı ekmeği anaerobik fermantasyona uğrar yani oksijensiz solunum için bir besin maddesi olarak kullanılır ve ortaya çıkan laktik asit arı ekmeğini korur. Korunan arı ekmeği arı kolonisi ve kovan için temel protein kaynağını oluşturur.
Yazı İçeriği
Polenin Sağlığa Faydaları
Günümüzde birçok insanın ne kadar faydalı olduğunu bilmediği polenin yüzde 30’unu sindirilebilir karbonhidratlar, yüzde 26’sını fruktoz ve glikoz adı verilen şekerler, yüzde 23’ünü 10 tane insanların üretemeyip ancak bitkilerden alabildiği amino asitleri içeren proteinler, yüzde 5’ini temel yağ asitlerini de içeren yağlar, yüzde 2’sini flavonoidleri de içeren fenol bileşimleri, yüzde 1,6’sını kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir, çinko, bakır, manganez, silisyum ve selenyum gibi mineraller, yüzde 0,6’sını suda çözünebilen vitaminler yani B1 B2 B6 ve C vitaminleri, son olarak yüzde 0,1’ini ise yağda çözünebilen vitaminler yani A, E ve D vitaminleri oluşturmaktadır.
Ayrıca polenlerin dikkat çekici bir özelliği ise laboratuar ortamında sentetik olarak üretilememesidir.
Şimdi arıların bizim için balın yanında doğadan özene bezene hazırladığı bu mükemmel maddenin sağlımıza olan faydalarını yakından inceleyelim.
Polen İltihaplanmaları ve Enfeksiyonu Azaltır
Polen İltihaplanmaları ve Enfeksiyonu Azaltır
Polenin iltihap önleyici aktivitesi naptoxen, analgin, fenilbutazson, indometasin gibi ilaçlarla karşılaştırılmıştır. Araştırmacalar akut ve kronik iltihaplanma durumlarında, dejeneratif koşullarda, karaciğer hastalıklarında ve toksisitede tedavi için veya tedaviye yardımcı olarak polen kullanılabileceğini belirtmektedir.
Farmasötik Biyoloji tarafından yayınlanan, 2010 yılında yapılan bir çalışma asetaminofen kaynaklı karaciğer nekrozu verilen bir fareye aynı zamanda polen verildiği takdirde polenin büyük iltihap önleyici özellikler gösterdiğini ortaya koymuştur.
2010 yılında yapılan başka bir araştırmada ise sıçanlarda iltihaplanma nedeniyle oluşan bir hastalığın polenle tedavisinin mümkün olduğu gösterilmiştir.
Araştırmacılar polenin iltihaplanma üzerindeki etkiler üzerine yaptıkları araştırmalar sonucunda polenin bir diyet takviyesi ve fonksiyonel bir gıda olarak kullanılabileceğini söylemektedir.
Polen Antioksidan Olarak Görev Yapar
Polen Antioksidan Olarak Görev Yapar
Polenler üzerine uzun zamanlardan beri araştırmalar yapılmaktadır ancak polen üzerine yapılan son araştırmalar göstermektedir ki polenlerden elde edilen enzimatik hidrolizatlar kanser, kardiyo vasküler hastalıklar, şeker hastalığı ve hiper tansiyon gibi hastalıklardan mağdur olan hastalar için bir takviye ve tedavi yardımcısı olabilmektedir.
Polenin antioksidan özellikleri 2005 yılında yapılan bir çalışma ile gün yüzüne çıkarıldı ve polenin içerdiği antioksidanların dikkat çekici bir etkiye sahip olduklarını ve oksidatif stresi temizlemede başarılı ve etkili olduklarını keşfettiler.
Aynı zamanda araştırmacılar polenin içerdiği antioksidanlar sayesinde kazandığı inhibitör etkisinin sirke, peynir ve bunlar gibi mayalanmış gıdalardaki faaliyetlere benzer olduğunu iddia etmiştir .
Polen Karaciğer Zehirlenmesine Karşı Vücudu Korur
Polen Karaciğer Zehirlenmesine Karşı Vücudu Korur
Alternatif Tıp tarafından 2013 yılında yayımlanan bir çalışmada polenin hepatositleri oksidatif stresten koruduğunu ve karaciğerin toksisiteden gördüğü zararı azalttığını ve karaciğerin iyileşme sürecini hızlandırdığını tespit etti.
Yapılan bir başka araştırmada ise karbon tetraklorür ile indüklenen karaciğer hasarına sahip sıçanlar iki gruba ayrılarak bir gruba polen verilirken diğer gruba flavonoid içeren bir ilaç olan silibinin verildi.
Yapılan bu araştırmada her iki grubun da aldığı karaciğer zararının azaldığı ve etkilerin tersine döndüğü gözlenmiş olsa bile flavonoid içeren silibinin verilen sıçan grubu şiddetli ishale tutulduğundan dolayı önemli bir miktarda kilo kaybına uğradı ve bu gruptaki çoğu sıçan ölüme maruz kaldı. Araştırmanın sonucunda elde edilen bulgular ise şöyleydi; polenler silibinin yerine karaciğer temizliği ve karaciğer hastalıklarında bir alternatif tedavi olarak kullanılabildiği gibi genellikle silibinin kadar yan etkilere de yol açmamaktadır.
Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirir
Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirir
Polen bütün bu harika sağlığa faydaları yanı sıra anti mikrobiyal ve antiviral özelliklere de sahiptir.
Gıda ve Kimyasal Zehirbilimi alanında 2014 yılında yapılan bir çalışmada piyasadan satın alınan sekiz adet farklı polen üzerinde yapılan testlerde tüm polenlerin mikrobiyal aktiviteye karşı direnç gösterdiği tespit edilmiştir.
Polene en duyarlı yani en zayıf bakteri Staphylococcus aureus iken polene karşı en dirençli yani en güçlü bakteri Candida glabrata oldu.
Polen aynı zamanda doğal bir alerji karşıtı olarak da görev alabilmektedir. 2008 yılında Japonya’da polenlerin alerjik reaksiyonlar üstündeki etkisini mercek altına alan bir araştırma polenlerin alerjik reaksiyonların ilk ve son safhalarında çok önemli bir rol oynayabildiklerini gösterdi.
Araştırmacılar polenlerin alerjik reaksiyonlarda çok büyük bir rol sahibi olan mast hücrelerinin aktivasyonunu inhibite ederek alerjik reaksiyonlara engel olabildiğini tespit etti.
Polen Besin Takviyesi Olarak Kullanılabilir
Polen Besin Takviyesi Olarak Kullanılabilir
Polenlerin hayvanlar üzerindeki etki üzerine yapılan araştırmalar polenlerin değerli bir besin takviyesi olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
Bu çalışmalarda polenle beslenen fare ve sıçanlarda kalp kası ve iskelet kaslarında yüksek miktarda C vitamini ve magnezyum içeriği bulunduğu tespit edilmiştir.
Aynı zamanda polenle beslenen bu hayvanlarda daha sonradan daha fazla kan hücresi ve hemoglobin bulunduğu fark edilmiştir yani polen deney hayvanları üzerinde kan hücrelerinin üretimini uyarmıştır.
Tavşanlar üzerinde yapılan başka bir araştırmada ise polenle beslenen dişi tavşanlar bu araştırmayla alakası dahi olmayan erkek tavşanlarla çiftleştirilmiştir. 200 mg polenle beslenen bu dişi tavşanlarda polen diyeti vücut ağırlığı, gebelik oranı, süt verimi ve yavrulama oranını artırmıştır.
Yapılan tüm bu çalışmalar polenlerin yüksek besin değeri taşıdıklarını ve beslenme yetersizliği olan hayvanlar üzerinde iyi etkiler sergilediğini göstermektedir.
Araştırmacılar bu bulgulara göre gelişim gecikmesi yaşayan çocuklar üzerinde polen kullanımının çok büyük faydalar sağlayabileceğini belirtti. Polenler özellikle yetersiz beslenen çocuk veya yetişkinlere yardımcı olabildiği gibi ameliyattan önce veya sonra hatta alkol bağımlılığından kurtulmuş insanlar üzerinde bile fiziksel veya zihinsel baskı için yardımcı olabilir.
Polenin Vücudunuzda Zararları
Polen tüketimini alışkanlık haline getirmiş veya getirmemiş birçok insan için 30 ila 60 gün arası bir süre boyunca polen tüketimi güvenlidir. Ancak arı poleninin tüketimi fazla abartılmadan bir limit dahilinde tüketildiğinde daha güvenli sayılabilir.
Polenle ilgili en ciddi ve önemli sağlık problemi polene alerjik olan kişiler için alerjik reaksiyonlardır.
Polen tükettikten sonra herhangi bir şekilde kaşıntı, şişme, nefes darlığı veya hafif baş dönmeleri hissederseniz doktorunuzla konuşana kadar polen tüketimini kesiniz veya derhal doktorunuza başvurunuz çünkü gıda alerjileri çok ciddi ve dikkate alınması gereken sağlık problemleridir ve müdahale edilmediği takdirde bazı vakalarda ölüme dahi yol açtığı görülmüştür.
Polen ve hamilelikle ilgili hamile kadınların polen kullanmamasına dair görüşler vardır.
Bunların sebebi polenin rahmi uyardığını ve gebeliği tehlikeye sokabileceğini düşünüldüğündendir. Bu nedenle hamile kadınların güvenli tarafa kalıp polen kullanmamaları tavsiye edilmektedir.
Aksi takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiği gibi gebelik riske girebilir. Ancak yine de kullanılmak istenirse bir sağlık kuruluşu veya bir doktor tarafından kontrol altında kullanılmalıdır.
Dr. Aydın Yılmaz Dahiliye doktoru olarak görev yapmaktadır. 2015 yılından itibaren Sağlıkfit ekibine katılarak hastalıkları tedavi yöntemleri konusunda yüzlerce makale ele almıştır.
Henüz yorum yazılmamış.